Demirci'de asırlık çancılık mesleği 3 kuşaktır yaşatılıyor

TAKİP ET

Manisa'nın Demirci ilçesinde 76 yaşındaki çan ustası Mustafa Sabancı, babasından devraldığı asırlık mesleği 3. kuşakta oğlu ile birlikte yaşatmaya devam ediyor.

Manisa'nın Demirci ilçesinde 76 yaşındaki çan ustası Mustafa Sabancı, babasından devraldığı asırlık mesleği 3. kuşakta oğlu ile birlikte yaşatmaya devam ediyor. İlçenin simge zanaatlarından biri haline gelen çan yapımı, Sabancı ailesi sayesinde hem kültürel miras olarak korunuyor hem de geleceğe aktarılıyor. Manisa'nın Demirci ilçesinde 1960 yılında babası Mahmut Sabancı yanında çancılık mesleğine başlayan ve yaklaşık 65 yıldır mesleğinin başında olan Mustafa Sabancı, küçük yaşlarda babasının yanında adım attığı atölyede, bugün oğlu ile aynı tezgahta çalışıyor. Emek, sabır ve ustalık isteyen çan yapımında geleneksel yöntemlerden vazgeçmeyen Sabancı, el işçiliğini ise her çan yapımında titizlikle sürdürüyor. Isıtma, dövme, şekillendirme ve ses ayarı gibi birçok ince aşamadan geçen çanların her biri, ustanın yıllara dayanan tecrübesinin izlerini taşıyor. Hayvancılığın yoğun olduğu bölgelerde hâlâ büyük talep gören Demirci çanları, dayanıklılığı ve özgün tınısıyla Türkiye'nin birçok iline, Yunanistan ve Bulgaristan gibi ülkelere de gönderiliyor. Babası Mahmut Sabancı'yı 3 yıl önce kaybeden Mustafa Sabancı aynı işyerinde babasının ismini taşıyan oğlu Mahmut Sabancı ile çanlara ses vermeyi sürdürüyor. Çan ustası Mustafa Sabancı'nın oğlu Mahmut Sabancı yaptığı açıklamada Dede mesleğimizi devraldık. Dedem rahmetli, oldu. Ben 3. Kuşağım bu meslekte. Çan yapımı çok teferruatlı bir iş. Meslek zor olduğu için çırak bulunmuyor, kimse yapmak istemiyor. Çan 40 aşamadan geçiyor. Önce saçlar kesiliyor, şekillendiriliyor birleştirilme yapılıyor. Ocak işleminin ardından ses ayarı yapıldıktan sonra müşteriye teslim ediyoruz dedi. Usta Mustafa Sabancı ise Mesleğimiz rağbet görmüyor. Mesleğin tükenmemesi lazım. Sadece Demirci'de yapılmıyor Türkiye'nin birkaç ilinde yapılan yerler var. Fakat bizim yapabildiğimiz gibi yapamıyorlar. Onlar ocakta üzerine kaplamasını yapamıyorlar. Biz kömürün içerisinde kaplamasını yapıyoruz. Kaplama için çamurun içine attığımız ilacın kıvamını veremiyorlar. Koyun ve keçi çanı üretiyoruz. Büyük çanlar erkeç ve ineklere takılır. Küçük çanlar ise koyun ve keçilere takılır. Koyun da keçi de çansız olmaz. Çanlı koyun ve keçinin süt verimi yüksek olur. Örslerim, yumrularım ve çekiçlerim benim için altın değerinde dedi. Çan yapımını da anlatan Mustafa Sabancı, Hazırladığımız çamurun içine sarı pirinç atarız. Sarı pirince ocakta çanın içinde atarız. Ocakta sarı rengini verir. 400 dereceyi bulan kömür ocağında çanın tavını verdikten sonra rengini alması için suya batırılan çan altın sarısı rengine dönüşür. Çanın soğumasının ardından ses ayarı ve dilini yerleştirdikten sonra hazır hale gelir dedi.